HİPOTEZ


Bir kadın güçlü olduğu zaman (veya kadın gibi davranmadığı zaman)

etrafındaki erkeklerin kendilerini yeterince erkek hissetmemelerine

sebep olur.

Bunu ortaokul yıllarımda matematikten 10 aldığımda sınıftaki erkeklerin

bana içten içe hayıflandıklarını fark ettiğimde iyice anladım sanırım.

Sonraki yıllar kanıt toplamakla geçti diyebilirim. Yani ben tarihten

coğrafyadan 10 alsam kimse bozulmuyordu da, matematikten ve fizikten

alınca niye bozuluyorlardı.

Anladım ki soyut zeka diye anlatılan şey erkeklere yakıştırılan

bir şeydi. Fazlası ancak erkeklerde olurdu.

Ayni kapsam içine alınabilecek şeyleri zamanla öğrendim. Örneğin,  tamir

yapabilmek, iyi araba kullanmak, makinelerden ve karmaşık elektronik

şeylerden anlamak, özellikle sorunsuzca dar yerlere park edebilmek,

espri yapabilmek, kaybolmadan-kimseye sormadan yol bulabilmek, iyi rakı

içebilmek, çok içtiği halde geç sarhoş olmak – hatta olmamak, soğuk

havalarda üşümemek gibi.

Bunları yapabilen bir kızın ne kadar çok erkek arkadaşı olduğunu, ama ne

kadar az sevgilisi olduğunu hiç düşündünüz mü?

Bütün bunlar tanrı tarafından, erkekler kadınlara yardım edebilsinler

diye kadınlara az verilmiş ya da verilmiş olsa bile, akıllı kadınlar

tarafından kullanılmayarak körelmesi başarıyla sağlanmış bir takım

özellikler.

Bakiniz kadınlığa sonradan geçiş yapanlara. En abartılı kadınlık rolünü

onlar oynar. Hangi kadın, Bülent Ersoy gibi elindeki yelpazeyi öyle

zarifçe sallayabilir ve korunmaya sevgiye ihtiyacı varmış gibi görünür o

cüssesiyle.

Birazcık gözlemle bulunabiliyor kadınlığın temel tasları.  Bir

erkeğe, kadın için ne kadar çok şey yapmasına izin verirseniz aslında

onu o kadar mutlu etmiş oluyorsunuz. “Ben olmasam bu kadıncağız

nasıl yaşardı” diye düşünmek anlamsız bir keyif vermekte erkeklere.

Hele çok genç  kadınlarla birlikte olup onlara hayatin gerçeklerini öğreten,

koruyup gözeten “lolitacıları” daha iyi  anlıyorum artik. Olay sadece

“daha taze et” durumu değil. daha az “kendi kendine yetme” ve

daha az “farkındalık”a duyulan istek bu ?

Sevgilim ben yapamıyorum, sen benim için yapar misin? demeyen bir

kadını bir erkek ne yapsın? Kendisine hiç ihtiyacı  olmayan bir kadın,

bir erkeğe nasıl kendini “çok erkek!”  hissettirebilir?

Erkeklerin ruhunda var olan, koruyup gözetme, yardımcı olma, üstün olma

gibi konularda, onlara bunu göstereceği zemini hazırlamak lazım elbette.

Kavanoz kapaklarını açamayıp, onların fiziksel gücünü  abartabiliriz

mesela.

Açınca da hayran kalıp…”Ben yarım saattir uğraşıyordum bak ellerim

kıpkırmızı oldu, ama yine de açamadım? dememde ise yarar sanırım.

Yarışmalardaki soruları ondan önce bilmemde epey büyük ahmaklık olur.

Bırakalım onlar bilsin, basarinin tadını çıkarmak yerine gurur duymanın

tadını çıkaralım.

Arabayı yanaştıramayıp; “Bir tanem sen park eder misin? ” demeliyiz ve

arabaya söyle bir bakıp,  Ben ölsem böyle park edemezdim! diye de

eklenebilir.

Bir erkekten size birşey öğretmesini istediniz mi hiç. Nasılda hoşlarına

gider. Küçük şaşkın öğrencisi olmanızı  aslında  nasılda istiyorlar.

Ceketini verebilmesi için üşümek de iyi olur bence. Kim bilir kaç ergen

bunun hayalini kurmuştur.

Ayrıca belirtmeye gerek yok, kucağına alıp bizi havalarda kus  gibi

uçurabilmesi için hafif olmak lazım. Arada bir harçlık istemek nasıl

olur dersiniz. Söyle en sevimli ses tonuyla kendi maaşımız olsa ve

ihtiyacımız olmasa bile) ?

Param bitti seker, bana birazcık verir misin? diyerek

içindeki babalık coşturulabilir. Gururla parayı verdiğinde de ödül:

şirin şirin bakmak ve sarılıp öpmek tabii.

Bu ve buna benzer hareketlerle operasyona devam edilebilir. Bir kaç

seans sonunda “halis muhlis kadın” olunacağına inanıyorum.

Doğrular bunlar mi bilmiyorum ama, bunları yapan ve salak sandığım bir

çok kadın ve partneri daha mutlu.

Ayrıca bunları nereden öğreniyorlar onu da bilmiyorum. Anneleri mi

öğütlüyor, yılların tecrübesiyle doğuştan mi bilerek  geliyorlar,

yaparken bile bile mi yapıyorlar, içgüdüsel mi? diye daha bir sürü soru

var aklımda.

Ayrıca ben niye bu kadar geç fark ettim diye de hayıflanıp duruyorum.

Uzun lafın kısası. Bir kadın,kadın gibi düşünmüyorsa kadın olmanın tadını

çıkaramıyorsa, karsısındaki erkekde erkek olmanın tadına varamıyor. “yok

efendim ben kendine yeten güçlü kadınları seviyorum “diyenleriniz

çıkacaktır.  Bununda altında yatan, “bu kadar güçlü kadın benle beraber

olduğuna göre eksik -zayıf olduğu konuda yanında olmam için diğerlerinin

arasından beni seçti “böbürlenmesidir ve yukarıda anlatılanlara karşı tez

değildir.

Zaten erkek komplekslerinin ne olduğu bilinirse, kadınlar  kendilerini

“daha kadın” yapacak faaliyet planını çıkaracaklardır

Başlangıç düzeyindeki arkadaşlara tavsiyemiz en klişe erkek

komplekslerini görebilecekleri James Bond filmleridir. Her biri bu açıdan

seyretmeye değerdir.

Sizce kadınlık sonradan öğrenilebilir mi? Çok zor görünmüyor değil mi?

NOT: Yazari bilinmiyor ama tecrübeli bir kadın olduğu kesin